Ben “Türkiye” milletvekilliği kavramını benimsiyorum ve sıfır baraj öneriyorum.
Bir de şu önemli husus var…
Biliyorsunuz ki partiler hangi şehirden milletvekili adayı çıkarmak istiyorsa o ile özel, o ilin kontenjanı kadar bir liste hazırlıyor. Tabii burada sıkıntılar çıkıyor, listede altlarda olanlar, seçilemeyecek olacağını bilenler memnun olmuyor. Ya küsüp partiden istifa ediyor ya da seçim için partisi adına çalışmıyor. Yani milletvekili listesi belli bir sıradan sonra tamamen şeklen dolduruluyor.
Benim bu konudaki önerim şu…
Partiler illere özel değil, Türkiye’ye özel, bir bütün halinde 600 milletvekili için bir liste olarak hazırlasın. Ve bu listenin sıralaması asla bir seçilme sıralaması olmasın, alfabetik sıralama olsun. YSK’ya bu şekilde sunulsun.
Seçim sonuçları kesinleştiğinde partilerin aldıkları oy oranı ve çıkaracakları milletvekili sayısı netleştiğinde o zaman partilere süre verilsin, bir iki gün içinde, milletvekillerini açıklasın…
Böylelikle seçim öncesi, ben şu ilden kaçıncı sıradayım, seçilecek sırada mıyım, yoksa seçilemeyecek sırada mıyım tartışması da olmaz. Parti liderleri de o baskıyı seçim sürecinde yaşamaz. Bütün adaylar kendini kanıtlamak için canla başla çalışır.
Siyasi partiler kaç milletvekili çıkarmaya hak kazandıysa kısa zamanda içinde isimleri netleştirir.
Önerdiğim sistemde hiç bir oy ziyan olmaz.
Mecliste çok daha fazla parti, kendisine oy verenleri temsil eder diye düşünüyorum. Koalisyonlardan korkmak, halktan korkmak demektir. Koalisyon bir yerde emniyet sübabı, kontrol mekanizması diye düşünüyorum.
Oluşacak milletvekilleri tablosu sonuçta şehirleri değil ülkeyi yönetecektir. Şehirlerin nüfusuna göre milletvekilleri sayısını belirlemenin çok yanlış olduğunu savunuyorum.
***
Partilerin iller bazında değil Türkiye bazında aldıkları oylara göre milletvekili çıkarmasını savunuyorum.
O ile özel milletvekili seçmiyoruz.
Türkiye büyük millet meclisine vekil seçiyoruz.
Dolayısıyla Türkiye bazında alınan oylar geçerli olmalı.
Baraj sıfır olmalı.
Yazılı resmi ittifaklar olmamalı. Bir parti seçime girmiyorum ama x parti lehine çekiliyorum diyebilir. Bunda sakınca yok elbette…
Mevcut çarpık seçim sistemi ile partilerin aldığı oy yüzdesi ve kazandığı milletvekilinin yüzdesini ve benim önerdiğim sıfır baraj ile kazandıkları mv sayısının yüzdelerini de aşağıda tek tek veriyorum.
Göreceksiniz ki sıfır baraj olunca seçimde Türkiye genelinde aldıkları oy oranı neyse kazandıkları mv sayısının oranı da neredeyse bire bir aynı. Adalet bunu gerektirir. Bunun aksini düşünmek akıllara ziyan bir uygulama. Ve hep güçlüler kazanıyor bu sistemde…
***
AKP dışında bütün partiler mağdur. Hepsinin itiraz etmesi ve barajın sıfır olmasını sağlamaları gerek.
Özellikle küçük partilerin kazan kaldırması lazım…
Bu seçim sistemi ve baraj en büyük partiye yarıyor.
SONUÇ NE OLMALIYDI
Meclis tablosu şöyle olmalıydı:
(Parantez içinde olan sayılar benim önerdiğim sıfır baraj)
Akp 268 (214)
Chp 169 (152)
Mhp 50 (60)
İp 43 (58)
Hdp 61 (52)
Yrp 5 (17)
Tip 4 (11)
Bbp 0 (6)
Memleket 0 (6)
Zafer 0 (13)
Genç 0 (1)
Adalet 0 (1)
Sol 0 (1)
Anap 0 (1)
Tkp 0 (1)
Vatan 0 (1)
Millet 0 (1)
Hak ve özg. 0 (1)
Adalet ve birlik 0 (1)
19 parti olmalıydı…
Ve halkın tamamı temsil edilirdi…
