İngiltere Savunma Bakanlığı, ABD Donanması ile birlikte Yemenli Husi isyancılarının Kızıldeniz’deki sevkiyat gemilerini hedefleyen “en büyük kolektif saldırısını” püskürttüklerini açıkladı.
ABD ordusu Husilerin gece boyunca 21 silahlı insansız hava aracı (SİHA) ve misil saldırısı düzenlediğini açıkladı.
Bunların uçak gemisinden fırlatılan jetler ve dört savaş gemisiyle vurulduğu belirtildi. Saldırılarla ilgili herhangi bir ölüm, yaralanma ya da hasar bildirimi yapılmadı.
Husiler konuyla ilgili bir açıklama yapmadı ancak Gazze Şeridi’ndeki savaşa tepki olarak gemileri hedef aldıkları biliniyor. Bu gemilerin İsrail’le bağlantılı olduğunu iddia ediyorlar. Ancak gerçekte her zaman böyle değil.
ABD Merkez Komutanlığı Salı günkü de dahil 19 Kasım’dan bu yana Husiler tarafından Kızıldeniz’de 26 saldırı gerçekleştirildiğini ifade etti.
Açıklamaya göre, yerel saatle 21.15’te, İran tasarımı tek yönlü saldırı İHA’sı ve gemisavar füzeler, Yemen’de Husilerin kontrolündeki bölgelerden Kızıldeniz’in güneyindeki uluslararası ticaret yoluna gönderildi.
18 İHA, iki gemi füzesi ve bir balistik füze, Kızıldeniz’de konuşlanan USS Dwight D Eisenhower uçak gemisinden kalkan F/A-18 savaş uçaklarıyla ve USS Gravely, USS Laboon, USS Mason ve HMS Diamond isimli dört muhriple vuruldu.
Bir İngiliz güvenlik kaynağının BBC’ye bildirdiğine göre, HMS Diamond yedi Husi SİHA’sını Sea Viper füzeleri ve silahlarıyla vurdu. Bu füzelerin her biri 1,3 milyon dolar değerinde.
Saldırının Kızıldeniz’de “şimdiye kadarki en büyük Husi saldırısı” olduğunu söyleyen İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps, “İngiltere’nin yakın müttefikleri daha önce yasa dışı saldırıların kabul edilemez olduğunu ve devam etmesi durumunda Husilerin sonuçlarına katlanacağını açıkça belirtti” dedi ve ekledi:
“Masum hayatları ve küresel ekonomiyi korumak için gerekeni yapacağız.”
Bir hafta önce ABD, İngiltere ve Almanya, İtalya, Avustralya, Bahreyn, Japonya dahil 10 ülke daha ortak açıklamayla benzer bir uyarı yapmıştı. Bu, füzelerin depolandığı ve ateşlendiği yer de dahil olmak üzere Yemen’deki Husilere karşı askeri harekat tehdidi olarak yorumlanmıştı.
Saldırıların “dünyanın en önemli deniz rotalarından birinde küresel ticaretin bel kemiği olarak hizmet veren serbest denizciliği doğrudan tehdit ettiği” söylenmişti.
Küresel deniz ticaretinin yaklaşık yüzde 15’i, Süveyş Kanalı ile Avrupa’yı Asya’ya bağlayan Kızıldeniz üzerinden geçiyor.
Saldırılardan dolayı petrol fiyatlarının artması ve tedarik zincirinin zarar görmesinden korkuluyor.
Ticari gemilerin yüzde 20’si şu an Kızıldeniz yerine Afrika’nın güneyinden dolaşarak çok daha uzun bir yoldan taşımacılık yapıyor.
Husiler, Hamas’a destek olmak için İsraillilerin sahip olduğu ya da İsrail bandrollü gemileri hedef aldığını söylüyor.
Geçtiğimiz Cuma günü Husi kontrolündeki hükümetin dışişleri bakanı, Kızıldeniz’in “işgal altındaki Filistin limanlarına gidenler dışındaki gemiler için tamamen güvenli” olduğunu açıkladı.
Kendilerine Ensar Allah adını da veren Husiler, Yemen’deki Şii azınlığı Zeydiler’den oluşan silahlı bir grup.
2000’lerin başında Yemen hükümetine karşı isyanlar düzenlediler ve 2014’te başkent Sanaa’nın kontrolünü ele aldılar. Sonraki yıl bu kontrolü Yemen’in batısında büyük bir alana doğru genişlettiler ve büyük bir siyasi güç elde ettiler.
Bu süreçte 150 binden fazla insan öldürüldü ve 21 milyon kişi insani yardıma muhtaç hale geldi.
Suudi Arabistan ve ABD, İran’ı; Birleşmiş Milletler silah ambargosunu delerek Husilere SİHA, gemi ve balistik füze dahil silah kaçakçılığı yapmaklar suçluyor. İran bu suçlamaları kabul etmiyor.